Ne Aramıştınız?

30 Eylül 2016 Cuma

Eylül Out'ları

Merhaba

İki gün önce paylaştığım eylül ayının in'lerinden sonra out'larından bahsedelim biraz da.

Belirli bir zaman içinde birçok ürüne karşı olumsuz düşünceler beslemek olumlu düşünceler beslemekten daha zor açıkçası.O nedenle bu tip yazılar sanırım favorilere göre daha az olacaklar.

Bahsedeceklerime gelirsek;

Wet'n Wild Petal Pusher Far Paleti

Bu far paletlerinin comfort zone isimli olan çeşidini duymayanınız kalmadı eminim.Ama bu çeşidini muhtemelen ya duymadınız ya da dikkatinizi çekmedi.
Bırakın çekmesin.
Bununla ilgili detaylı bir inceleme yazısı yazmak çok istiyorum aslında ama deneyebilecek kadar bile kullanamadım diyebilirim.
Ay içinde hatta daha da uzun zaman içinde defalarca makyaj denemesi yaptım bu paletle ancak olmadı.Ya da ben olduramadım.
Farların bazılarının pigmentasyonu fena değil ancak bazılarının özellikle koyu olanlarının rengi soluk kalıp içindeki simler cilde geçiyor.Tuhaf duruyor.
Yumruk yemiş gibi.
Açık renklerin bile alttonu morumsu diyebilirim.
Bu paleti kullanıp memnun kalan varsa bana yazmasını rica ediyorum.Nasıl kullanılabilir hale getirdiğini öğrenmek isterim.

John Frieda Root Booster

Bu ürün fön çekmeden önce nemli saçınıza dipten uca uygulayıp sonrasında kurutmanız,şekillendirmeniz gereken bir ürün.
Böylece ince telli saçlara bile yoğun bir hacim vereceğini iddia ediyor.
Veriyor mu?
Evet veriyor.Ama şampuan reklamlarında oynayabileceğiniz bir hacim vermiyor.
Yine de verdiği hacim çoğu kişiye yetecektir.
Ben neden beğenmedim?
Çünkü saçı yapış yapış yapıyor.
Deniz tuzu spreyiyle şekillendirmişsiniz gibi bir doku veriyor saçlara.Bazılarının bu durum hoşuna gidebilir ama ben yeni yıkadığımda saçlarımı kirlettiğini hissediyorum ve malesef ki sevemiyorum.

Flormar True Color Ojeler

Çok seveni var biliyorum.Açıkçası renklerine ben de bayılıyorum.Hatta uzun zaman aradığım 2 tonu sadece bu ojelerde buldum diyebilirim.Yapısı da ürünü kullanma esnasında güzel.Kıvamı güzel ve fırçası da öyle.Ancak sürdükten ve güzelce kuruduktan iki dakika sonra bir yerinizi hafifçe kaşıdıysanız ojenizin orda olmadığından emin olabilirsiniz.
Ki ben bazen ojelerimi daha uzun süreli kullanmak istediğimde daha bir özen gösterip her aşamada tırnaklarımı asetonla arındırıp bir baz oje uygulayıp kullanıyorum ama yine de bu ojelerde soyulma çok çabuk oluyor.
Diyeceksiniz ki üstüne bir de top coat kullan.
Evet bir top coatla halledilemeyecek bir sorun değil ama ben ojelerin cilasız performansını size anlatmak istedim ve öyle kullandığımda ben sevemedim.
Asla kullanmam diyemem.Bir şekilde kullanmanın yolunu bulabilirsiniz zira renkleri ve fiyatları uğraşa değecek gibiler.

The Little Kitchen 

Bağdat caddesinde Marks&Spencer'ın arasında küçük ama samimi bir cafe-restoran burası.
Haklarında olumlu şeyler yazmak çok isterdim.Çünkü çalışanlar çok samimiydi ve sipariş ettiğimiz yemekler bana göre oldukça lezzetliydi.
Buraya kadar herşey güzel ama sorduğumuz bir iki şey menüde olmasına rağmen ellerinde olmadığı için servis edilemedi.Biri ana yemek biri de atıştırma tabağıydı.
Bunu da aştık ve siparişlerimizi olanlar arasından verdik.
Bu defa da siparişlerden biri yanlış anlaşılıp tamamen farklı bir yemek geldi.
Özür dileyip yeniden siparişimi hazırladılar ancak o da malesef doğru değildi.
İnanın çalışanlar çok kibar ve yemekler çok lezzetliydi.Ancak bu anlattıklarımı problem edecek kişilerin gitmemesini öneririm.
Sadece bana mı öyle bir gün denk geldi diye yorumlara baktığımda birkaç kişinin daha benzer sorunlar yaşadığını gördüm.
Eğer gitmek isterseniz aklınızda bulunsun.

Umarım keyifli ve faydalı bir yazı olmuştur.
Sizin sevemediğiniz şeyler neler benimle paylaşırsanız sevinirim.
:)